shape
    shape

    ABİDE ŞAHSİYETLER

    ABİDE ŞAHSİYETLER

     ABAY KUNANBAYEV 

    Abay Kunanbay,          22 Ağustos 1845’te Kazakistan’ın eski Karkaralı ilindeki Şıngıs dağının Kaskabulak yaylasında (şimdiki Semey ili Abay ilçesi Karavıl köyü) doğdu. Asıl adı İbrâhim olup Kazaklarda yaygın olan isim kısaltma âdetinden dolayı Abay şeklinde anılmıştır. Orta Cüz Kazaklarından Argın boyunun Tobıktı koluna mensuptur. Babası Kunanbay Öskenbayev varlıklı ve nüfuzlu bir beydi. İlk öğrenimine köyünde başlayan Abay, on yaşına geldiğinde Semey şehrindeki bir medresede din ilimlerinin yanında edebiyat, tarih, matematik, coğrafya gibi modern bilimleri de tahsil etti. Kırk yaşına geldiğinde kendini edebiyata veren Abay, 1886’da yazdığı “Jaz” (Yaz) adlı şiirinde ilk defa kendi adını kullandı. Bu tarihten sonra kaleme aldığı şiirlerle Kazak halkını uyandırmaya ve ilerletmeye çalıştı.

    Abay, oğlu Magaviya’nın ölümünden kırk gün sonra 6 Temmuz 1904’te Semey’de vefat etti. Naaşı, Şıngıs dağındaki Jidebay kışlağında kardeşi Ospan’ın kabrinin yanına gömüldü.

    XIX. yüzyılda ilk örnekleri ortaya çıkmaya başlayan Kazak yazılı edebiyatının kurucusu sayılan Abay Kunanbay, modern Kazak edebiyatının en önemli temsilcisidir. Hayatı hakkında yazılan en önemli eser Muhtar Avezov’un Abay Jolı adlı dört ciltlik biyografik romanıdır.

     

     ABİŞ KAKİLBAYEV

    Abiş Kekilbayev, 6 Aralık 1939 yılında Kazakistan’ın Mangıstav vilayeti, Mangıstav ilçesine bağlı Ondı köyünün Mırzayır nahiyesinde dünyaya gelmiştir. Dört çocuklu ailenin tek erkek çocuğu olan ve çok küçük yaşta babasını kaybeden Abiş Kekilbayev’in büyüyüp önemli bir şahsiyet olmasında annesi Aysavle’nin, ablalarının ve özellikle de doğduğu köyün insanlarının büyük katkıları olmuştur.

    Abiş Kelkilbaev’in okumaya, yazmaya, genel olarak kitaba, kâğıda ve kaleme merakı çok küçük yaşta başlamıştır. Daha üç-dört yaşlarında çocukken ablalarının kitap ve defterlerini karıştırmayı seven Abiş, beş yaşında okuma yazmayı çok iyi derecede öğrenmiştir. Abiş Kekilbayev, 1948-54 yıllarında Ondı’daki ortaokulda okumuş, 1955-57 yıllarında lise eğitimini Üştağan’da tamamlamıştır. 1957 yılında Kazak Devlet Üniversitesi Filoloji Fakültesi Kazak Dili ve Edebiyatı Bölümüne kayıt yaptırmıştır.

    A. Kekilbayev’in ilk şiir kitabı “Altın ġuvaq” (Altın Işık) 1962 yılında yayımlanmıştır. “Qurdas qızğa” (Akranım olan kıza), “Qız ani” (Kızın Şarkısı), “Terbegeniñ janarımnıñ oy bağın” (Gözlerimin bahçesine düşünce ektin), “Bozbalanıñ jarq jurq etip janarı” (Işık saçan delikanlı gözleri), “Savleşimniñ bar beynesin bilemin” (Sevgilimin endamını bilirim), “Kün qayda bire quğan köbelekti?” (Hey gidi kelebek peŞinde koŞtuğumuz günler), “Aqjayıq” (Ak Yayık), “ġağala”(Martı), “Teñiz jağasındağı oy” (Deniz sahilinde düşündüklerim), “Äke” (Baba), “Ava” (Hava), “Bağban” (Bahçıvan), “Qıstağı oy” (Kış düşünceleri) adlı eserleri vardır.

    A. Kekilbayev, 1984-86 yıllarında Kazak SSC Kültür Bakanı Yardımcısı, 1986-88 yıllarında Kazak SSC Tarih ve Kültür Eserlerini Koruma Komitesi Başkanı, 1990 yılında ise Kazakistan Komünist Partisi Merkez Komitesinde Bölüm Danışmanı olarak görev almıştır. Bu görevlerinin yanında 1991 yılında Kazakistan Cumhuriyeti Yüksek Danışma Kurulunun Kültür, Dil ve Milletlerarası İlişkiler Komitesi Başkanlığını da yürüten A. Kekilbayev, 1992-93 yıllarında devletin merkez yayın organı olan “Egemen Kazakistan” gazetesinin Genel Yayın Yönetmenliğine tayin edilmiştir.

     

     AHMET BAYTURSINULI

    Kazakistan’ın Torgay iline bağlı Sarıtübek köyünde doğar. Kazakların Orta Cüzüne bağlı Argun boyundandır. Babası, Ahmet’i Torgay şehrindeki iki sınıflık Rus-Kazak okuluna gönderir. Ancak babasının sürgüne gönderilmesi üzerine onu, annesi ve amcası okuturlar. Ahmet, 1886’da Rus-Kazak okuluna başlar. 1891’de Orenburg’daki öğretmen okuluna girer. 1895’te de öğretmenliğe başlar. Bu süre zarfında Rusça eğitim de alır. Kazakistan’ın değişik bölgelerindeki okullarda öğretmenlik yapar. Baytursınulı, 1896’da Kazak tarihi, etnografyası, folkloru ve dili üzerinde çalışmalar yapan Çuvaş Türkü Alektorov ile tanışır. Ahmet Baytursınulı, bu buluşma sırasında Kazakistan dışındaki Kazakların yaşayışları ve Kazak ülkesi üzerinde sürdürülen yayılma ve sömürü siyaseti yanında Rus âlimi İlminskiy’nin çalışmalarının Kazakları eğitme amaçlı olmadığını birer misyonerlik faaliyeti olduğunu Alektorov’dan öğrenir. Bu görüşmeden sonra Ahmet’in siyaset, eğitim, bilim ve kültür alanındaki düşünce dünyası değişir ve O, İsmail Gaspıralı’nın temellerini attığı bütün Türkistan’a yayılan Usul-i Cedid adlı eğitim sistemini yakından takip etmeye ve savunmaya başlar.

    Kazak dili ve edebiyatının tarihî gelişimini araştırmasının yanında modern Kazak edebiyatını nasıl oluşturabileceğinin yollarını da arar. Kazak halkının folklor malzemelerini derler, inceler ve araştırır. Kazak toplumunun sosyal ve kültürel hayatıyla ilgili inceleme, makale ve şiirler yazar. Rus klasiklerinden birçok çeviri yapar. Baytursınulı, Kazak basın ve yayın hayatının kurulması ve gelişmesinde büyük rol oynamıştır. Onun 1911’den itibaren Ayqap ve Şora dergilerinde yazıları yayımlanır. 1913’te Kazak gençleri ile Kazak gazetesini çıkarır.

     

     IBIRAY ALTINSARIN

    Ibiray Altınsarın, Kazak halkının Orta Cüz’ünün Kıpçak boyundan olup,  20 Ekim 1841 tarihinde, eski adıyla Torğay şehri Amankarağay bölgesinde, şimdiki adıyla Kostanay şehri, Zatobol ilçesinde doğmuştur. Ibiray Altınsarın’ın babası, Orta Cüz’ün Kıpçak boyundan Altınsarı, annesi ise Argın boyundan Şegen beyin kızı Ayman’dır. İ. Altınsarın dedesinin okuma gayretleri ile çeşitli molla ve hocalardan dersler almış ve 9 yaşına kadar eğitiminden geri kalmamıştır. 9 yaşında Rus, Tatar, Arap ve Fars dillerinden dersler almıştır. İ. Altınsarın, 31 Ağustos 1857 tarihinde okuldan mezun olduktan sonra üç yıl kadar (1857-1859) Orenburg Sınır Komisyonuna tayin olan dedesi Balgoja Bey’e tercümanlık görevinde bulunmuştur. 1859 yılında Balgoja Bey, dostu V. V. Grigoryev’den, torunu I. Altınsarın’i yanına tercüman olarak almasını rica eder. V. V. Grigoryev’in tercümanı olarak işe başlayan I. Altınsarın, onun zengin kütüphanesinden de faydalanma imkânı bulur. I. Altınsarın, bu görevi sırasında Puşkin’den başlayıp Tolstoy’a kadar Rus edebiyatı klasiklerini, Batı edebiyatı klasiklerinden Shakespeare, Goethe, Bayron gibi yazarların eserlerini okur. Yine aynı dönemde doğu edebiyatıyla da tanıştı. Bu kütüphane vasıtasıyla kendi tarihini de araştırma fırsatı bulan I. Altınsarın, Kazak tarihini, dilini, edebiyatını ve halk kültürünü araştırmış ve bu yönde yeni malzemeler toplamıştır.

    İ. Altınsarın halk içinde şiir, hikâye, kıssa, destan gibi sözlü edebiyata ait olan malzemeyi derleyip yazıya geçirme işini de çok önemsemiş ve bu yönde büyük gayretler göstermiştir. 17 Temmuz 1889’da öğle vaktinde 48 yaşını doldurmasına üç ay üç gün kala ölür. Kendi evinden çok uzakta olmayan Tobıl ırmağının civarındaki babasının mezarının yanına gömülür. “Kırgızkaya Hrestomatiya”, “Tandamalı Şığarmalar” adlı eserlerinin yanında, “Kel Balalar, Okılık!” ve “Öner Bilim Bar Jurttar” şiirleri de vardır. Şiirlerinin önemi sadece eğitimin, okuma ve bilgi sahibi olmanın faydalarını göstermek amacıyla yazılmıştır.  

     

     İLYAS ESENBERLİN

    İlyas Esenberlin, Akmola bölgesinin (şimdiki Astana) Atbasar şehrinde doğdu. 1940’ta Kazak Devlet Dağ-Maden Enstitüsünü bitirdi. Jezkazgan şehrinde mühendis olarak çalıştı. İkinci Dünya Savaşı’na katıldı. 1947-1967 yıllarında Kazak Devlet Flarmonisinin müdürlüğünü yaptı. 1953-1954 yılında Kazakistan Cumhuriyeti Jeoloji Bakanlığında baş müfettişlik yaptı. 1954-1955 yıllarında Bersügir Maden İşletmesi’nin başkanı, 1955-1957 yıllarında Kazak Devlet Edebiyat Yayınevinin baş editörü olarak görev yaptı. 1958-1967 yıllarında “Kazak film” film stüdyosunun baş editörü, 1967-1971 yıllarında “Jazuvşı” yayınevinin müdürü, 1971-1975 yıllarında Kazakistan Yazarlar Birliğinin 2. kâtibi olarak önemli görevlerde bulundu.

    Yazar, 1940’tan itibaren eser vermeye başladı. Nesir, şiir, drama sahalarında verimli eserler meydana getirdi. Önce şiirleriyle tanındı. 1945’te “Sultan”, “Ayşa” manzumeleri yayımlandı. Sonrasında “Adamgerşilik Tuvralı Jır” (1949) adlı şiir kitabı, “Bolşevik Tuvralı Poema” (1957), “Birjan Sal Tragediyası” (1959) destanları yayımlandı. 1960’lı yıllardan itibaren nesre yöneldi. “Özen Jağasında” (1960), “Tolkıydı Esil” (1965), Rusça yazılan “Pesnya o çeloveke” (Adam Tuvralı Än) adlı uzun hikâyeleri yayımlandı. “Tavdağı Tartıs” (1962) ise piyes türünde eseridir. Bu piyes çocuk ve genç tiyatrolarında oynandı.

    1960’lı yıllardan itibaren romanlarıyla dikkat çekmeye başladı. “Aykas” (1966), “Katerli Ötkel” (1967) romanları Kazak millî entelektüellerinin oluşma sürecindeki zorlu, sosyal ve manevî olayları anlattığı eserlerdir. Köşpendiler romanı (Almas Kılış, Aykas, Kahar üçlemesi) Kazak Hanlığının 550. yılı anısına Göçebeler adıyla üç cilt olarak Türkiye Türkçesine aktarıldı.

     

     JAMBIL JABAYEV

    Jambıl Jabavev (1846-22.06.1945, Almatı) Kazak halk şiirinin büyük ustalarından biridir. Jambıl ilindeki Jambıl dağının eteğinde göçebe olan Ekey boyuna mensup fakir bir ailenin çocuğudur. Küçüklüğündeki olumsuz şartlardan dolayı okuyamayan bu zeki çocuk, okuryazarlığı olmasa da çok şeyi gözüyle görüp gönlüne dokumuştur. O, uzun ömründe çeşitli yerleri gezip, şairlerle atışmalara katılıp şarkı, terme, jır söyledi. Onun şairlik şöhreti geçen asır bütün Jetisuw ile Kırgız ülkesine yayılmıştır. On beş yaşından itibaren şairlik sanatı içinde bulunan Jambıl, uzun yıllar boyunca doğup yaşadığı yerleri şarkı, şiir ve jırları ile yaşatmıştır. Köyler arasında yapılan atışmalara katılarak atışma sanatını geliştirmiştir. Jetisuw'un en başarılı atışmacılarından biri olan Süyin-bay'dan eğitim ve destek alıp şarkı şiir ve halk jırlarının icra edilmesi gereken önemli birer sanat olduklarını öğrendi. Jambıl'ın atışmalarından sadece Aykümis, Baqtıbay, Sarı, Sarıbas, Dosmağanbet Şaşuwbay Qulanayaq ve Qulmanbet'le olan atışmaları saklanmış ve çeşitli kitaplarda yayımlanmıştır. Geçen asrın seksenli yıllarında atışmada ünlü olan Qulmanbeti yendikten sonra Jambıl, kendi ülkesinin en ünlü atışmacısı oldu. Onun sanatında, halkla ilgili motiflere ilk atışmalarından itibaren sıkça rastlanmaktadır.

    Jambıl, şiir sanatına verdiği hizmetlerden dolayı devlet tarafından, Lenin madalyası, Enbek Qızıl Tuw madalyası (Emeğin Kızıl Bayrağı), "Qurmet Belgisi" (Hürmet Belgesi) ile ödüllendirilmiştir. 1941 yılında SSCB devlet ödülünü almıştır.

     

     MAGJAN JUMABAYEV

    Mağjan Cumabay, 1893 yılında Akmola vilayeti, Akmola kazasının Mağjan köyünde doğmuştur. Mağjan okuma-yazmayı köy mollasından öğrenmiştir. Şairlik yeteneği küçük yaşlardan itibaren görülmüştür. Babası Mağjan’ı 1905’te Kızıljar Medresesine verir ve Mağjan orada edebiyata ilgi duymaya başlar.

    M. Cumabay, Arap ve Fars şairlerinin özellikle Firdevsî, Sadi, Ömer Hayyam, Nevaî ve Nizamî gibi önemli şahsiyetlerin eserlerini asıllarından okuyup öğrenir. Ufa’da “Sadaq” adlı dergiyi medresedeki hocaları ile birlikte çıkarırlar. Rusça dersler alır ve kendisine Abay’ın şiirlerini örnek alır. Mağjan’ın şiirlerinde Türklük kavramı önemli yer tutar. M. Cumabayev, Kazan’da “Şolpan” adlı şiirini yayımlar ve Kazak edebiyatında yıldız parlar.

    M. Cumabay “Türkistan”, “Alıstağı bavrıma - Uzaktaki kardeşime” gibi çok sayıda milli duyguları yansıtan şiirler kaleme almıştır. Mağcan Cumabay’ın, Türkiye Türkleri nezdinde de ayrı bir yeri bulunmaktadır.

     

     MİRJAKIP DUVLATOV

    Alaş aydınlarından Mirjakıp Dulatulı; şair, yazar, edebiyatçı, bilim adamı, siyasetçi, halk kahramanı, ilk Kazak romanı Bakıtsız Jamal’ın yazarıdır. 1885-1902 Kazakistan’ın Torğay’ın Sarıkopa ilçesinde dünyaya geliyor. İki yaşında annesini, on iki yaşında babasını kaybediyor. İlk tahsilini, 1880’lı yıllarda Ibıray Altınsarın tarafından Torğay’da açılan Rus-Kazak okulunda alıyor; burada Kazakça ve Rusça öğreniyor ve 1902’de mezun oluyor. Daha sonra ağabeyi Askar’ın yanında yetişiyor. Ombı ve Karkaralı’da A. Bökeyhan ve A. Baytursın’ın okullarında eğitim alıyor. Doğu edebiyatını, Rusça aracılığıyla Batı edebiyatını okuyor.

    1907 İlk şiiri Jastarğa “Gençlere” adlı uran nitelikli şiiri, 1907’de Petersburg’da çıkan Serke adlı Kazak gazetesinde yayımlanır. 1909 Oyan Kazak! şiir kitabı, 1909’da Ufa’da çıkar. Kitabın başında yer alan “Oyan Kazak!” şiiri, zaman içerisinde millî uyanış sembolü haline gelir. Oyan Kazak’taki şiirlerin konusu: Dönemin siyasi ve sosyal olarak çalkantılı hali; doğal olarak düşünen, duyan ve yazan şahsiyetleri etkiliyor ve özellikle edebî eserlerde tıpkı Anadolu’da Tanzimat ve Millî Mücadele yılları gibi Türkistan’ın bozulmuş hali, temel ilham kaynağı haline geliyor.

     

    MUHTAR AVEZOV

    Muhtar Avezov, 28 Eylül 1897 tarihinde Semey vilâyeti (şimdiki Doğu Kazakistan vilâyeti) Şingizdağ (Şıñğıstaw) idarî taksimatının sekizinci köyüne bağlı Ayakkarağan’da orta halli bir aile içinde doğdu. Babasının adı Ömerhan’dır. Altı yaşında iken dedesi Avez’in yardımıyla Arap harflerini öğrenmeye, Abay Kunanbayev’in şiirlerini ezberlemeye başladı. Ardından köy okuluna gitti, 1908’de girdiği Semey’deki medreseden Rus okulunun hazırlık sınıfına geçti. 1919’da girdiği Semey Öğretmenler Okulu’nu bitirdi. Burada iken Alaş Jastarı (Alaş gençleri) Derneği’ni kurdu ve çeşitli kulüplerin açılışına öncülük etti. 1922’de Taşkent’teki Orta Asya Devlet Üniversitesi’ni kazandı. Leningrad Devlet Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Dil ve Edebiyat Bölümü’nden 1928’de mezun oldu. 1928’de Taşkent Orta Asya Devlet Üniversitesi Şarkiyat Fakültesi’ne asistan olarak girdi ve yüksek lisansa başladı, ayrıca Kazak Eğitim Enstitüsü’nde ders verdi. Yüksek lisans öğrenimi sürerken Kırgız ülkesini gezip Manas destanını araştırdı ve topladığı destan parçalarını yazıya geçirdi. 1959’da Abay Jolı (Abay yolu) adlı romanı vesilesiyle Lenin ödülüne lâyık görüldü. 

    Avezov bir düşünür, yazar ve çevirmen olarak edebiyat, sanat, eğitim, bilim konularında ortaya koyduğu görüş ve eserlerle çağdaş Kazak kültür ve edebiyatının önde gelen temsilcileri arasında yer almıştır. Kazakistan’da gerek tiyatro gerekse Batı tarzı edebî nesir geleneğinin ilk temsilcisi kabul edilir. Ölümünden sonra Kazakistan Bilimler Akademisi Edebiyat ve Sanat Enstitüsü’ne onun adı verilmiş, 1963’te enstitü bünyesinde Avezov Evi adıyla bir şube açılmıştır. Ayrıca Kazak Akademik Dram Tiyatrosu, Almatı, Astana, Semey gibi şehirlerde bazı ilçe, köy, sokak ve okullar M. Avezov ismini taşır. Avezov’un 100. doğum yıl dönümü UNESCO’nun kararı ile 1997’de dünya çapında kutlanmış, hakkında Z. Qabdolov “Meniñ Avezovim”, R. Nurğaliyev “Avezov jâne Alaş”, J. Dâdebayev “Muhtar Avezov”, Ö. Kümisbayev “M. Avezov ve Doğu” gibi yazılar yazmıştır. Avezov’un edebî kişiliği ve eserleriyle ilgili olarak Kazakistan üniversitelerinde çeşitli dersler verilmektedir. Avezov ilk eseri Dawıl’ı (Fırtına) 1914-1915’te yazmıştır. 1922’de “Korğansızdıñ Künü” ve “Eñlik-Kebe”k, 1926’da “Karagöz” piyesini kaleme almış ve 1927’de “Edebiyat Tarihi” adlı eserini yayımlamıştır. Bu eserlerinin yanında en önemli eserlerinden birisi olan “Abay Yolu” adlı romanıdır.

     

    MUHTAR MAĞAVİN

    Muhtar Mağavin, Semey şehrinin Şubartav ilçesinde doğdu. Babası köy öğretmenidir. 1962’de Kazak Memlekettik Üniversitesinin Filoloji Fakültesini bitirdi. 1965 yılında da aynı üniversitede Kazak edebiyatı alanında doktorasını tamamladı. 1965’ten itibaren eserlerini yazmaya başladı. “Kazak Adebiyeti” gazetesinde bölüm başkanlığı, 1967-1971 yılları arasında “Jazuvşı” yayınevinde baş editör yardımcısı, Kazak Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti İlim Akademisinin M. Avezov Edebiyat ve Sanat Enstitüsü’nde üstat ilim adamı olarak çalıştı. 1977’de KPSS üyesi, Kazakistan Yazarlar Birliği üyesi, Yazarlar Birliği Nesir Sovyeti’nin başkanı oldu. Moskova’da Gorki Edebiyat Enstitüsünde Kazak folkloru ve Kazak edebiyatı tarihi dersleri verdi. 1983-1984 yıllarında serbest olarak edebî işlerle meşgul olurken, 1984-1986 yıllarında “Jazuvşı” yayınevinin baş editörlüğünü yaptı. Eserleri, 1959’dan itibaren yayımlanmaya başlanmıştır.

    1960’lı yıllarda daha çok edebiyat araştırmacısı olarak dikkat çekmiştir. Daha sonrasında edebi nesre yönelmiştir. İlk eseri “Keşkurum (1964) “Juldız dergisinde yayımlanmıştır. İkinci Dünya Savaşına kadar huzur içindeki köy ve şehir hayatı, günümüz aydınları, öğrencilerin hayatı ve halkların dostluğu konularında yazılmış olan “Akşa Kar” (1969), “Bir Atanın Balaları”, “Kıyandağı Kıstav” (1977), “Kök Kepter” (1979) adlı hikâye ve romanları yayımlanmıştır. 1972’de ise gençler hakkında yazdığı “Kök Munar” romanı basılmıştır. “Alasapıran (Alasapıran I/1981, Alasapıran II/1983)” adlı ünlü romanı 16. yüzyıl sonu ile 17. yüzyıl başında Kazak Ordası ile Rusya arasında gelişen ilişkilerin tarihini ele alır.

     

     MUKAGALİ MAGATAYEV

    20. yüzyılın ikinci yarısında Kazak şiirinin gelişimine büyük katkısı olan Muqağali Magatayev, Almatı vilayeti Rayımbek ilçesine bağlı Qarasaz köyünde dünyaya gelmiştir. 1954-1962 yılları arasında Kazak radyosunda muhabir, 1962-1972 yıllarında “Sotsiyalistik Kazakistan”, “Kazak Edebiyatı” gazetelerinde “Mӓdeniyet cӓne turmıs” (Günümüz Parasat), “Culdız” (Yıldız) dergilerinde bölüm başkanı ve 1972-1973 yılları arasında Kazakistan Yazarlar Birliğinde edebî danışmanlık görevinde bulunmuştur. “Narınkol” yayımlanan ilk şiiridir. Şair, “Appasionata” poemi ile ün kazanmıştır.

    Eserlerinde vatan, memleket, halk ve hayat sevgisini dile getirmiştir. Çok sayıda şiiri bestelenmiştir. Dante ve Shakespeare’nin birçok eserini Kazakçaya çevirmiştir. 1999 yılında yayımlanan “Amanat” şiir kitabına Kazakistan Cumhuriyeti devlet ödülü verilmiştir.

     

     OLCAS SÜLEYMANOV

    Olcas Süleymanov, 1936 yılında Almatı’da dünyaya geldi. Babası Ömer Bey, Kızılordu’da süvari subayı olup, Olcas’ın doğumundan birkaç gün önce bir çarpışmada öldü. Annesi Fatma Hanım, kocasının ölümünden birkaç yıl sonra ünlü Kazak gazeteci Abdül Ali Bey’le evlendi. Abdül Ali Bey, Olcas Süleymanov’un sosyal bilimci, şair ve edip olarak yetişmesinde önemli rol oynadı. Klasik Sovyet ilk ve ortaöğrenimini bitiren Olcas, Kazak Devlet Üniversitesinin jeoloji bölümüne girdi. Önce edebiyat ve şiire yöneldi. Moskova Edebiyat Enstitüsüne devam etti.

    İlk edebiyat ürünlerinde, göçebe Kazak hayatının motifleri, Kazak tarihi, sözlü kültür varlıkları yer aldı. Daha sonra dilbilim, antropoloji ve tarihe yöneldi. Kazakistan, bağımsız bir Cumhuriyet olup, Nur Sultan Nazarbayev Cumhurbaşkanı olduktan sonra, dış göreve atandı, Kazakistan’ın italya sefiri olarak, Roma’da görev yaptı.

     

    SAKEN SEYFULİN

    Saken (Sadvakas) Seyfullin, 15 Ekim 1894’te eski ismi Akmola olan Jana-arka vilayetinin Nildi kasabasına bağlı Birinci Köy’de (Günümüzde Jezkazgan vilayeti, Jana Arka ilçesi) doğmuştur. S. Seyfullin’in babası Seyfolla Orta Jüz’ün Argın boyundan, annesi Jamal Altay’ın Alsay boyundandır. S.Seyfullin ilk eğitimini köy imamından almış, Arapça okuma yazma öğrenmiştir. Böylece İslâmi kıssaları, hikâyeleri bizzat okuma imkânı bulmuştur. gidebilmesi için Nildi’ye gönderir. S. Seyfullin 1905–1908 yılları arasında Nildi’de bulunan Kazak – Rus okulunda eğitim alır. Sonra 1908–1910 yılları arasında Akmola’daki üç yıllık okulda eğitimine devam eder. 21 Ağustos 1913 tarihinde Sibirya Üniversitesi adıyla bilinen Ombı Öğretmen Okuluna kabul edilir ve bölgenin iki öğrenciye verdiği burstan birini kazanır. Bu okuldan 1916 yılında mezun olur. S. Seyfullin’in ilk şiir kitabı “Ötken Künder”, 1914’da Kazan şehrinde “Matbuġat Kärimiya” adlı yayın evinden çıkar. 9 Mart 1917’de “Asıġıp Tez Attandıķ” adlı şiirini yazan S. Seyfullin daha sonra Akmola’ya gelip “Jas Ķazaķ” adlı bir dernek kurar, “Tirşilik” gazetesinin çıkmasına yardımcı olur. Aynı zamanda Akmola’daki üç aylık öğretmenler kursunda öğretmenlik yapmıştır.

    1917’de “Kel Jigitter” şiirini yazar. Bu şiir Kazak Sovyet edebiyatında yazılan ilk eser olarak bilinmektedir. S. Seyfullin 1920’de sosyal ve siyasî faaliyetlerinin yanı sıra, edebî eserleri üzerinde de çalışarak en önemli Sovyet şairleri arasında yer alır. S. Seyfullin’in “Ķazaķtıñ Eski Ädebi Nusķaları” (1931) “Kazak Edebiyatının Beyler Devri” adlı kitap ve antolojisi 1931’de tamamlanıp, 1932’de basılır, “Batırlar Jırı”nın 1.cildi 1931’de, 2. cildi 1933’te yayımlanır.“Aķan Seri Aķtoķtı”, “Leyli Mejnün” adlı araştırmaları1932’de çıkar. S. Seyfullin Kazak Türklerinin önemli şahıslarından; Akan Seri, Ibıray Altınsarin ve Akmolla’nın şiirlerini derleyip, Şekerim Kudayberdioğlu’nun “Leyli Mecnunu” ile beraber 1932–1935 yıllarında baskıya hazırlar. S. Seyfullin, Ä. Mametova, B. Maylin’le beraber 1933’te “Edebiyattanuv” kitabını, Ö. Turmanjanov’la 1934’te 5. sınıfa uygulanan “Edebiyattanuv” ders kitabını yayınlar.

     

     ŞOKAN VELİHANOV

    Şokan Velihanov, aristokrat bir aileye mensuptur. Kazak Türklerinin ünlü hanlarından Abılay’ın üçüncü kuşaktan torunudur. Gerçek adı Muhammet Hanafiya olan Çokan (bu takma adı ona annesi vermiştir), Amankaray kasabasında dünyaya gelmiştir. Çocukluk yıllarında onun üzerinde etkili olan büyükannesi Ayğanım, Rus yöneticiler, tüccarlar ve şarkiyatçılarla güçlü ilişkiler kurup bu ilişkiler sayesinde yerel idareye yaşadığı bölgede Avrupai tarzda binalar inşa ettirtmiştir. Yenilikçi düşüncelere açık olan Ayğanım, Velihanov’un fikir dünyasının gelişmesinde etkili olan ilk kişidir. Çokan, çok iyi dil eğitimi de almıştır. Çocukluğunda Arapça ve Çağatay Türkçesi, okul sırasında ise Türkistan’da konuşulan tüm Türk lehçelerine hâkim hale gelmiştir. Dile çok kabiliyetli ve meraklı olması sebebiyle Fransızca ve Almancayı da öğrenmişti.

    Şokan,  Kazak halkının kahramanlık destanlarını  derinden araştırıp, sıkça dile getirmiştir. Edige, Er Kökşe, Orak, Mamay, Şora gibi Noğay Ordası dönemlerindeki şahıslar hakkındaki cırların değerli yönlerini ortaya çıkarmıştır. Velihanov’un Kazak halkının etnografyası ile ilgili çalışmalarına gelince: “Kırgızlarda Şamanizm Kalıntıları”, “Bozkırdaki Müslümanlık Hakkında”, “Tarım Hakkında”, “Keçe Çadır”, “Kırgız-Kaysak Türbeleri ve Genel Heykeller Hakkında”, “Kırgızların Eski Dönemlerdeki Silahı ve Askeri Teçhizatları”, “Kırgızların Göçleri Hakkında” makaleler yazmıştır. Velihanov, 1865 yılının Nisan ayında vefat etmiştir.  

    shapes
    shapes
    shapes